C67D3A3B-6553-4ADF-9136-03FD1B258D4F

Ders Çıkışı Hadi Bir Kahve İçelim Kafeleri!

Merhaba! Bu sene son sürat #farkyarat sloganımızla devam ediyoruz. Bu bloğumuzda da özellikle İstanbul Üniversiteliler için uygun fiyatlı, okul çıkışında gidebilecekleri yakın 5 lokasyonu seçerek cafeleri derledik. Umarız keyifle okur ve gittiğinizden memnun kalırsınız. İyi okumalar !

 

ÇAYİSTANBUL KİTAP & CAFE – BEYAZIT

İlk durağımız okulumuza en yakın konumda bulunan Çayistanbul. En önemli özelliği tabi ki kitap cafe olması. Dilerseniz kitap okuyabilir, ders çalışabilir ya da kulüp toplantılarınızı burada yapabilirsiniz. Özellikle cafenin alt katı bu durumlara çok müsait bizden söylemesi. Hem açık alan hem de kapalı alana sahip olmasıyla da oldukça büyük bir mekan. Fiyatlar görselliği ön plana alırsak gayet normal düzeyde. Ancak şöyle bir durum var ki okul çevresindeki cafelerde siparişlerin genel bir gecikme durumu var burada da bu tarz olaylar yaşanabiliyor, haberiniz olsun. Bunun dışında eğer canınız okuldan çok uzaklaşmak istemez ve farklı mekana gitmek isterseniz burayı size önerebiliriz. Umarız kitap cafeler insanlara kitapları sevdirerek bizi mutlu etmeye devam eder.

 

EVVELA – SİRKECİ

Bir cafe küçük, sıcacık olunca hele ki tatlısı da ön plana çıkarsa gidilmeden olmuyor. Burası da işte o cafelerden biri. Okulun önünden tramvay’a binip Sirkeci durağından inip yürüyerek kolayca gideceğiniz ve her türlü ulaşıma da yakın olduğundan iyi bir lokasyona sahip. Menüde bulunan “mümkünse” tatlısını denemelisiniz, porsiyonlar oldukça doyurucu. Fakat kalabalık gittiğinizde yer sıkıntısı olabilir, bekleyebilirsiniz. Bunun dışında oralardan geçerken canım tatlı çekti derseniz bir uğramanızı tavsiye ederim.         

ŞİRİN FIRIN – GALATA

Her manzara da gözümüze çarpan , içeri girmek için upuzun kuyruklar oluşan Galata Kulesi’nin oralardayız şimdi de. Kuleye giden yolun üzerinde adı gibi şirin mi şirin, tatlıları oldukça güzel, çeşitli olan menüsü ve makul fiyatlarıyla bize göre öğrencilerin gönlünde taht kuracak bu mekandan bahsetmeliydik tabi ki. İlk olarak kalabalık gittiğinizde sıra bekleyebilirsiniz, oldukça yoğun olabiliyor. Ürün çeşitliliği olarak pastalar, kurabiyeler, kekler, salatalar ve makarna gibi bir fırından fazlası aslında. Ve hepsi de çok lezzetli gözüküyor. Bunun dışında iyi bir bitter severseniz “Şeytan” kekini denemenizi tavsiye ederim. Hem Galata’yı görelim görmüşken de bir kahve ve yanında da tatlı olsun düşünceniz olursa buraya mutlaka uğrayıp görmenizi isteriz.

      

ATÖLYE KAFASI “HANGAR” – BALAT

Yıllar önce sessiz sakin bir yerken şimdi İstanbul’un ikonik bölgelerinden olan Balattayız. Bu bölgede hangar da öne çıkmış cafelerden biri. Özellikle adı üstünde “Hangar” dan bozma teması ve salaş görüntüsüyle insanlar rahat ediyor. Merkezi konumundan dolayı da sahilde gezebilir veya Balat’ın tarihi sokaklarına dalabilirsiniz. Cafe’nin içerisine baktığınızda göze çarpan ilk şeylerden biri de orada bulunan eşyaların tahtadan ve satılık olması !  Menü olarak baktığımızda ise fiyatlar düşük değil , bir hafta sonuna özel gidebilirsiniz. Bizim tavsiyemiz ise gitmişken kahvaltı etmek. Diğer bir farklılık ise çatal ve bıçağın tahta olarak gelmesi eğer farklılıkları sevmiyorsanız söylememizde fayda var. Bunun dışında akşamları da canlı müzik etkinlikleri oluyor takip etmenizi öneririz !

   

COFFEETOPİA – EMİNÖNÜ

Son durağımız Eminönü de Nimet Abla’ya yakın bulunan Coffeetopia. Burası da Eminönü kalabalığında yorulduğunuzda veya zaman geçirmek isterseniz uğrayabileceğiniz bir yer. Ana konsept kahve olarak belirlendiği için konsept daha modern oluşturulmuş. Üst katta uzun bir masası mevcut kalabalık giderseniz oturmaya müsait bir ortam. Bizce aklınızda bulunsun yolunuz düşerse uğrayabilirsiniz 😊

     

 

Fotoğraf kaynakları: Pinterest, coffee.digital, zomato, TripAdvisor

 

img-20181214-wa00372201194753161285571.jpg

Canlı Bloglama Marketing6.18

 

Kulüp danışman hocamız Elife Akiş ve Kulüp başkanımız Begüm Hayta’nın açılış konuşmalarıyla Marketing6.18 başladı!

İlk ourumumuz revolutionDM’den Yılmaz BOZAN ile SEO ve SEM’i öğrenerek başladık.

 

Datayı incelemek çok önemli !

-Yılmaz BOZAN

Mobil kullanıcıların %94’ü dikey %6’sı yatay kullanıyor. Uygulamanızı, web sitenizi hangi kullanım şekline göre ayarlarsanız daha fazla verim alırsınız ?

Tasarım ve farklı bakış açısı: Sizin bakmanızı ya da görmenizi belirler.

Yılmaz BOZAN

Pazarlamanın her alanında duygu vardır. İnsanlar duygularına göre bakarlar ya da görürler.

Sosyal medyaların ölçüleri farklıdır. Önemli bir unsurdur, dikkat edilmelidir.

Peki sosyal medya hesaplarını nasıl büyütürüz?

1.Doğru hashtag kullanımı

2.İlgili paylaşımları beğenme, yorum atma

3.Düzenli paylaşımlar

4.Etkileyici efekt ve filtre kullanımı

5.Kolaj oluşturma

6.Diğer sosyal ağlardan destek alma

7.Güncel olun

8.Pazar Günü! (En aktif gün)

9.Önerilen arkdaşları takip edin

10.Liderleri takip edin

Web sitesi için ise en önemli iki başlığın “call action” ve “değereler” olduğunu söylerek birinci oturumu bitirdik.

İkinci oturum olan Growth Hacking’e KolayİK’dan Tunca Uçer, Hackquarters’tan Kaan Akın ve Scorp’tan Sinan Keleş ile başladık

Growth Hacking ekibinde bir şeyleri çok hızlı anlamamız lazım. İnsanlar içeri giriyorlar, etkileşimleri nasıl? Ne yapıyorlar? 1 ayda datayı oluşturmalı, analiz etmeli ve deneme ortamı yaratamalıyız

-Kaan AKIN

Veriyi anlayacak ve analiz edecek, mutlu kullanıcıları üretecek birinin ekibinin olmazsa olamazı olduğunu vurguladılar.

Startup ortamı aslında bir hayal. Girişimci sürekli terasta kahve molası veren değil, ofiste çeşitli başlıklardan makale okuyandır.

Tuna UÇER

“Aklınıza çok güzel bir şey geldi”de değil, ihtiyaç ve verilerin uyuştuğu doğru noktada ekip kurulmalıdır. Yapmanız gereken her şey denemek, test etmek, araştırmak, anlamak !

-Sinan KELEŞ

Growth Hacking oturumumuzu konuşmacılarımızın tavsiyeleri ile sonlandırdık.

Think Marketing oturumumuza SAP’den Özlem Kestioğlu ile doğru pazarlama olmadan satın yapmanın imkansız olduğunu vurgulayarak başladık.

Bir markanın değeri insana kattığı ile ölçülür.

Özlem KESTİOĞLU

Pazarda mutlu müşteriler yaratmaktan daha faydalı bir pazarlama olamayacağını belirtirken pazarlamanın değer yaratmak ve insana fayda üzerinden dokunmak olduğunu belirtti.

BtoB dünyasında pazarlamanın reklam kampanyası, algı değil de elle tutulabilir ciro olduğunu açıkladı.

İnsanlar satın almadan önce farkına varır sonra düşünür, düşündüğünü değerlendirir son olarak satın alırlar. Özlem Kestioğlu ise müşterilerini bu aşamalarda eğittiğini anlattı.

Tabii ki okuyun ama harekete de geçin. Mutlaka küçük ya da büyük bir işte bulunun. Fark yaratmak için harekete geçin !

Özlem KESTİOĞLU

Oturumumuza PayU’dan Gaye Or ile devam ettik.

Hiç staj yapmadığını, kariyerine belirlemeden başladığını mezun olunca sahip olduğu deneyimlerin onu doğru yola sevk ettiğini anlattı.

Bir çok şirket için; pazarlama=satış. Maalesef ülkemizde pazarlamanın değerini bilen çok az.
-Gaye OR

Pazarlama ürünün tasarımından başlayıp satışına kadar sürecin parçasıdır.

Gaye OR

Pazarlamanın rakamlarla ölçülebileceğini ama tek düze olmadığını belirtti.

İş hayatı kolay değil, kadınlar için hiç kolay değil. Çünkü kadınlar bazı şeylerin engelini, kadın olduğu için ortaya çıktığını anlayamazlar bile.

Gaye OR

Gaye Or “Her zaman çatışacaksınız, hayatta yalnızsınız. Vaz geçmeyin! Zaman planı ve istek yeterli.” Diyerek oturumunu sonlandırdı.

Brand oturumumuza Ömer Barbaros Yiş videolu sunumlarıyla imkansız olarak görmeyenlerin hayal edip kazandığını ve şirket kurduğunu anltarak başladı.

Beklentiler, tüketim alışkanlıkları, teknoloji, insan ve dünya değişiyor. Çünkü alternatif markalar çok çeşitli.

Ömer Barbaros YİŞ

1440 dakikaya nasıl değer katarız? İle haraket edilmesi gerektiğini vurgularken empati kurmanın yaşamın temel yapı taşı olduğunu belirtti.

Farklı düşünün, tüm sorunları çözün!

-Ömer Barbaros YİŞ

Tavsiyesi ile oturumu sonlandırdı.

Artificial Intelligence oturumumuz okulumuz akademisyenlerinden Doç. Dr. Haluk Zülfikar ile başladık.

Veri odaklı pazarlama bitti. Pazarlama piyasadan bir adım önde gidiyor. Şu an veri güdümlü pazarlama bitti.

Doç. Dr. Haluk ZÜLFİKAR

“Yapısal değişikliğe gitmeliyiz. MIT mezunlarının bile %65’i topluma katkı sağlamıyor.” Derken bizim yaşımızda olsaydı yapacağı iki çalışmayı şöyle anlattı:

1. IT temelli eğitim

2.IT’nin pazarlamasını öğrenme

Ve bu çalışma temelleriyle sektörü seçeme.

Yapay zeka pazarlama ile veri üreten kaynaklar üretmelidir diyerek oturumu sonlandırdı.

Neuro Marketing oturumumuza Eda Ocak “Yeni Iphone çıktığında eski Iphone’ların kırılma oranı artıyor” araştırması ile dikkatimizi çekerek başladı.

FOMO yani geride kalma korkusunun üzerimizde oynandığını anlatırken bunun evrensel olduğunu ve hayatta kalmamızı sağladığını söyledi.

Davranış beklentimiz varsa duyguları satarız.

Eda OCAK

Duygularımızı ifade edemediğimiz için sözlerimiz bizi modellemez.

Eda OCAK

İnsan gözünün Z formasyonda okuduğunu ama tam orta odaklı gördüğünü ifade ederek son oturumumuzu bitirdi.

Jatlag müzik grubuyla günümüze keyifli bir nokta koyduk.